"24 KASIM, GÖNÜLLERDE BİR İSİM"
Bugün okullarda yokluğu, her evde ise varlığı en yoğun şekilde hissedilen; aydınlığı kendinden, sesi, yüzü, yürüyüşü, duruşu, ufku ders olan öğretmenim!
Başöğretmen'den, göreve yeni başlayan aday öğretmene kadar; bilgi, sevgi ve ilgiyle ülkemizin aydınlık geleceği için emek veren meslektaşlarımı saygı, hürmet ve minnetle hatırlıyor; bu vesileyle sizlerin şahsında tüm öğretmenlerimizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum!
Bugün günlerden, "öğretmen" !
Bugün bilgi, ilgi ve sevgi günü. Bugün tarih, bugün vefa, bugün kutlu bir geçmişin üzerinde yükselen umutlu bir gelecek...
Değerli öğretmenim!
Ne çok sözcük var, seni anlatmak için; ne çok dilek, biri tutsun diye!
Yarın daha çok sözcük, daha çok dilek; bir sonraki gün daha fazlası...
Öğrencilerin kadar çoğalacak kelimeler. Dokunduğun kalp kadar, sildiğin gözyaşı kadar, dinlediğin dert kadar, katıldığın düğün, cenaze kadar.
Senin iyiliğin kadar çoğalacak iyilikler, senin sildiğin kadar azalacak kötülükler.
Çoğalmalısın öğretmenim! Her dile sığacak kadar, her gönlü bulacak kadar, her sesi duyup her göze bakacak kadar.
Ne mutlu sana öğretmenim!
Selam olsun sana öğretmenim!
Üçgenin iç açıları kadar, insanın iç acılarını da bilenlere ve anlatanlara selam olsun!
Selam olsun, maddenin katı, sıvı ve gaz haliyle birlikte incinmemesi gereken bir gönül hâli de olduğunu anlatanlara!
Ülkemizin yedi bölgeden oluştuğunu anlatırken, geçmişte olduğu gibi bugün de vatan toprağını korumak için yedi düvelle mücadele ettiğimizi anlatanlara selam olsun!
Selam olsun ismin yalın haliyle, kalbin yalın halini birleştirenlere!
Selam olsun, sayı saymayı öğretirken küçüklerini sevip büyüklerini saymayı da öğretenlere!
Bir dili veya birden fazla dili öğretirken en önemli dilin gönül dili olduğunu öğretenlere selam olsun!
Öğrencisini bedensel olarak geliştirirken asıl meselenin ahlakla bütünleşmiş zeki ve çeviklik olduğunu anlatıp öğretenlere selam olsun!
Sevgili Öğretmenlerim!
Kitaplar, binalar, donatımlar bir yana sen bir yanasın; çünkü sen bunların hiçbiri olmadan da öğretmensin. Eğitim ve öğretimin özüsün; insanlığın sözcüsü, çağları aşan ışığın sahibisin. Dışarıda ne değişirse değişsin, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın; senin değerin ve adın hep bâkidir.
Değerli Öğretmenim!
Sevgi sende, ilgi sende, umut sende, geçmişin tecrübesiyle şekillenecek gelecek sende. Sen sürekli başka birini tutuşturan bir mumsun; tohumları asırlık çınar yapansın. Tükenmeyensin; birilerinin saatlere sığdırdığı sahne yeteneğini ve sanatçılığı ömür boyu sürdürensin. Sen bir rol değil, bir ekolsün; sen bir imaj değil, bir inançsın.
Haydi Öğretmenim!
Adil, insan ve insanlık sevgisiyle bezenmiş, çevresine duyarlı, ben dilinden ve bencillikten kurtulmuş, vatan ve bayrak sevgisini özümsemiş; istiklâl ve istikbâl ruhunu kaybetmemiş, hak yemeyen ve hakkını kimseye yedirmeyen çocuklarımız olsun. Bunu başarabiliriz. Damarlarımızdaki asil kan ve muasır medeniyetlerin üzerine çıkma mefkuresi en büyük dayanağımız ve gücümüz olacaktır.
Sevgili öğretmenim!
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlerden 'fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller' beklediğini ve Cumhuriyet'i yüceltmek gibi bir görevimiz olduğunu bir kez daha hatırlatarak, sizlerin şahsında tüm meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutluyor; daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği birlikte kuracağımıza olan inancımı yineleyerek hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Turan AKPINAR
Ankara İl Milli Eğitim Müdürü
