Saygı ve özlemle andığımız Mehmet Âkif Ersoy, İstiklâl Marşı'mızı Ankara'mızda "Eğitimin Başkenti' nde" yazalı tam yüz yıl oldu. Bizler, ilk günkü gibi her gün, tam bir asırdır, İstiklâl Marşı ruhuyla daha güçlü yarınlara daha sağlam adımlar atıyor, göğsümüzdeki iman ve inançla durmadan, yorulmadan ilerliyoruz.
Milletleri millet yapan manevi değerlerin başında bayrak ve millî marş gelir. Bayrak asla kumaşlardan bir kumaş; millî marş ise sıradan bir söz, şarkı ya da müzik değildir. Bu iki değer, bir milletin özgürlüğünün ve öz benliğinin sembolüdür; bir milletin temsili ve onurudur.
Ülkeleri sadece sınırları değil; o ülke içinde, o ülke için yazılmış şiirler belirler. Dünya'da millî marşı şiir olan tek ülke Türkiye'dir. Bu marş, bu şiir; on kıtada bir vatandır, bir millettir ve ilelebet istiklâldir. Daha aydınlık yarınlara bizleri taşıyacak olan neslimize atalarımızın emaneti; milletin kahramanlığı, vatanın muhafazası, toprak, bayrak, iman uğruna verilen şehitler, milletin birlik ve beraberliği için yapılan fedakârlıklardır.
Bayrağa saygı, İstiklâl Marşı'na sevgi, İstiklâl Marşı okunurken gösterilen duruş ve coşku; milletin vatan sevgisinin, millî değerleri ne ölçüde sahiplendiğinin açık bir göstergesidir. İstiklâl Marşı'mız milletimizin kanlı canlı ete kemiğe bürünmüş şeklidir, milletimizin kimliğidir, ruhudur. İstiklâl Harbi'nin istikbâle uzanan manasıdır.
Marşı'mız, Kurtuluş Savaşı süresince; köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir yol alan; bazen meydanlarda bazen cami kürsülerinde milletin istikbâl ve istiklâline sahip çıkan, ses olan Mehmet Âkif Ersoy'un milletimize "Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın." duası ile taçlanan en güzel hediyesi ve emanetidir. Tepeden tırnağa iman ve inançla yoğrulmuş milletimizin, tarih sahnesinden silinmesine karşı oluşturulmuş bir kalkandır. Asya bozkırlarından gelmiş bedenlerin Anadolu' da bir ruha, bir şuura kavuşmuş şeklidir; vatan ve millet düşmanlarının asla muzaffer olamayacaklarının açık bir beyanıdır. Bu toprakların geleceğinin, geçmişte attığı sağlam temeller üzerine inşa edileceğinin ilanıdır. Bizim, "Korkma!" diye başlayan millî marşımız bir meydan okuma, bir başkaldırı, bir cesaretlendirmedir.
İstiklâl Marşı; Türk milletinin dil, din, bağımsızlık, cesaret, vefa, inanç ve kardeşlik nitelikleri ile oluşmuş mayasıdır. Bu mayaya sahip olanlar, daha güçlü yarınlara bizleri taşıyacak nesiller, İstiklâl Marşı duruşundan kopmadıkça bozulmayacaktır. Bu duruş, yazıldığı dönem de dahil, hiçbir beşerin önünde eğilmemek için yemin eden milletimizin; bir inanç, bir kimlik, bir medeniyet, bir umut ve bir saygı duruşudur.
Bizlerin, İstiklâl Marşı ruhuyla istikbâlini belirleyenlerin, istikâmetlerini şaşırmayacağına inancımız tamdır. Tarih yazmış kahramanların izinde ilerleyen vefakâr neslimiz, daha güçlü yarınlara bizleri taşıyan sizler, yürüyüşünüzü her daim İstiklâl Marşı ruhunun eşliğinde yapmaktasınız. Umut ve inanç dolu göğsünüzle korkmadan, cesaretli duruşunuz, istikbâle yürürken yolculuğunuzda kılavuzunuz olsun. Bu yolculukta, hepimize, geçmişte olduğu gibi bugün de gelecekte de İstiklâl Marşı'nın her dizesine sinmiş tarih, medeniyet ve iman duruşumuz ilelebet daim olsun.
TURAN AKPINAR
ANKARA İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜ