Başbakanımız Sayın Ahmet DAVUTOĞLU Aday Öğretmenlere Hitap Etti
Aday Öğretmenlik Yetiştirme Süreci 1. Değerlendirme Toplantısı, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun teşrifleriyle Ankara ATO Congresium Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı.
Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, salondaki adaylara hitaben yaptığı konuşmasına "Değerli meslektaşlarım" diyerek başladı. Yaşadığı tecrübelerinden bahseden Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun, konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
En asli öğretmenlik alanı ilkokul öğretmenliğidir. Hiçbir profesör ilkokul öğretmeninin yerini alamaz. Siz öğrencinin kurucu inşa döneminin mimarısınız. Yoğurduğunuz beyinleri üniversite hocaları çok sonraları hazır beyinler olarak alıyor. Sonra ortaöğretim, tam şahsiyetin belirlendiği dönem, sütunların inşa edilmesi dönemi. Sütunlar sağlamsa lisede, ortaokulda şahsiyet bulmuşsa üniversite hocası o bina üzerinde ince işçilik yapar.
Öğrencilere bir sene ders vereceğim, ondan sonra ayrılacağız diye bakmayın. Akıllı tahtalar ve hiçbir şey öğretmenin gözlerindeki muhabbetin yerini tutamaz. Öğrencilerinize emreden tonla değil annenin, babanın baktığı muhabbetle bakın. Mesleğimizin kaynağı sevgidir, sevgidir, sevgidir.
Ders söz konusu olduğunda bir başka ek unsuru, kaygıyı yanınızda taşımayın. Ders en ilahî görevdir. Ders en ulvi vecibedir. Ders söz konusu olduğunda zihninizde bir başka şey olmasın. Ne kara kış, ne terör, ne şiddet, ne barikat, ne çukur öğretmenin derse ulaşmasına engel olamayacak. Bugün biraz rahatsızım derse gitmiyorum derseniz, bu mesleğin ruhundan yavaş yavaş koparsınız. Bu ulvi bir görevdir. Öğretmenlik dersle de sınırlı değil. Çocuğun hayatını ders dışı kuşatamıyorsanız olmaz. Öğrenci sizi her an ulaşılabilir, her an sizin ona ulaşabileceğiniz hissi içinde olmalıdır.
Öğretmenliği hiçbir zaman konjonktürel bir ilişki, bir maaş ilişkisi gibi değerlendirmeyin. Öğrenci öğretmen ilişkisinin coğrafi, etnik, dini, mezhebi bir sınırı olmaz. Hiçbir öğretmen öğrencisine şu dindendir, şu millettendir diye bakarsa mesleğine en büyük ihaneti yapmış olur. Karşınızdaki Müslüman olur Hristiyan olur; Türk olur, Alman olur, İngiliz olur. Hepsi size emanet edilmiş Allah´ın eşref-i mahlukat olarak yarattığı insanlardır. Şu benim dostumun çocuğudur, şu benim arkadaşımın çocuğudur derseniz adaletli davranmış olmazsınız.
Öğrencilerinizle öyle bir ilişki kurun ki, o ilişki kalıcı olsun. Onlarla tekrar göz göze baktığınızda o sizi, siz onu hatırlayabilesiniz. Bir an önce dersi bitirip eve gideyim diyen öğretmen, öğretmenlikten nasibini almamış demektir.
Öğrencide mutlaka kalıcı etki yapacak sözler söyleyin. Öğrenci sizin çok sıradan gördüğünüz bir şeyi dahi zihnine nakşeder, unutmaz ve gereğini yapar. Öğrencilerde kalıcı etki bırakacak davranışsal örnekler oluşturmaya çalışın.
Öğretmenlik mesleğinin kaynağı sevgiyse, zaman sınırı tanımamak, kalıcı etki yapmaksa, hedefi bir inşa faaliyeti olmasıdır. Bilgi, bilinç ve ahlak olması önemlidir. Öğretmenlikte hep bilgiye atıf yapılır. Öğretmen maalesef öyle bir şahıs olarak görülür ki, onun zihninde bilgiler var bu bilgileri öğrencinin zihnine aktaracak ve görevi bitecek. Bu mekanik bir öğrenci öğretmen ilişkisidir. Öğrenci öğretmen ilişkisinde mekaniklik değil organik olmak önemlidir.
Biz mekanik bir meslek sahibi aydınlar değil organik aydınlar istiyoruz. Bu nesiller sizlerin elinde yetişecektir. Bilginin mekanik değil organik olarak aktarılabileceğine her şeyden önce siz inanacaksınız. Artık bilgi o kadar sıradanlaştı, ulaşılması o kadar kolay hale geldi ki, bilgi mahiyetini kaybetti. Öğrencilerinizin bilgiyi mekanik değil, şahsiyetleriyle bütünleştirerek organik bir bağ kurması gerekir.
Türkiye öyle bir coğrafyada ki, tarih bilinci, mekan bilinci, çevre bilinci, siyasi anlamda demokratik bilinç, kendi şehrini benimsemek, sevmek önemlidir. Biraz önce konuşma yapan Aylin hocaya ilk tavsiyem tayin olduğu Tekirdağ´da camileri, kültürü, şiveyi tanısın. Tekirdağ´ı seversen öğrencileri seversin. Gittiğiniz şehri sevmeden çocuklarını sevemezsiniz. Öğrencilerinizi Tekirdağ, Mardin sokaklarında dolaştırarak ders verin. Bakanlarımızla hep konuşuruz müzelerimizi okullara çevirelim diye. Gidin derslerinizi orada yapın derim.
Öyle bir medeniyet birikimine sahibiz ki, hakkını vererek eğitim sistemimizin yeniden inşasını sağlarsak, bilgi ile bilinç arasındaki köprüyü kurarsak önümüzdeki asrın en büyük düşünürleri, en iyi sanatçıları ülkemizden çıkabilir. Ben bundan hiç şüphe duymuyorum. Çünkü öyle bir coğrafyadayız.
Aslında son nefesimize kadar hem öğretmen hem öğrenciyiz. Zorluklar hep olacak. Tarihte iz bırakan kişiler zorlukları aşarak gelmiş kişilerdir. İşte sizden böyle bir ahlak inşa etmenizi bekliyorum. Öğretmenlik mesleğinin kaynağı sevgidir, merhamettir. Hz. Mevlana’nın ´Biz bu topraklara sevgi tohumu ekmeye geldik´ sözünü hep hatırlarım. Aziz öğretmenler sizi bu toprağın her yerine sevgi ekmeye gönderiyoruz. Allah tohumunuzu bereketli, gelecek nesillerin yolunu açık eylesin. Yolunuz açık olsun, Allah´a emanet olun.
Son dönemde öğretmenlik mesleğine özel bir önem verdiklerini belirten Millî Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı: “Şubat ayında atamasını yaptığımız 30 bin yeni öğretmenimizle birlikte yeni bir uygulamayı da başlattık. Mesleğe yeni atanan öğretmenlerimiz görev yerlerine gitmeden önce bir yetiştirilme ve mesleğe hazırlanma sürecinden geçiyorlar. Meslekte tecrübeli bir öğretmenimizin yanında öğretmenlik mesleğinin inceliklerini gözlemleme imkanını elde ediyorlar.”dedi.
Toplantıda aday öğretmenler adına ise Aylin Zengin bir konuşma yaptı. Zengin, "Bizleri danışman öğretmenlerimizle buluşturarak bizlere bir öğretmen duruşu kazandırmayı amaçlayan ve öğretmeni öğretmen gölgesinde yetiştirmek için yollarımızı birleştiren Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’na ve Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı’ya şahsım ve tüm aday öğretmenler adına canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum." dedi.
Bakanlığımızın web sayfasındaki habere ulaşmak için tıklayınız
Haberin Videosu